TARiHTEKi ÜNLÜ MEDYUMLAR
Edgar Cayce
Onu anlatan sekiz kitap Amerika’da iki milyonun üstünde satis yapti. Baska kitaplarda da yasamina ve hünerlerine bölümler ayrildi. 1900’den günümüze kadar bir çok gazete ve dergide ona yer verildi. Onu bu denli özellikli kilan sey ne idi? Onun özellikleri biraz da insanlarin bakisina baglidir. Birçok çagdasi “Uyuyan Kahin”i yetenekli bir profesyonel fotografçi olarak tanir.
Baska bir grup özellikle çocuklar ona sicak ve dost bir ögretmen olarak hayrandir. Kendi ailesi ise harika bir es ve baba olarak…Bazilari içinse o tümüyle degisik bir insandi; binlerce insanin tanidigi ruhsal yetenekleri olan yaptigi yardimlardan minnet duyulan bir insan…
Gerçekten de bazilari herseylerini kaybetmis gibi göründüklerinde hayatlarini “degistiren” ya da “kurtaran” olarak gördüler onu. O bir tibbi teshis koyucu gelecegi okuyucu ve derin bilgilerin sunucusuydu.Haziran 1954’de
Chicago Üniversitesi onun yasamini ve yaptiklarini konu alan bir doktora tezini kabul etti. Yazari tezde ondan “inançli kahin” olarak söz etti.
Daha çocuklugunda 1877 Mart’inda dogdugu Kentucky’deki bir çiftlikte bes duyunun disina tasan algilama yetenekleri gösteriyordu. Alti ya da yedisinde ölmüs olan bazi yakinlarinin vizyonlarini gördügünü söylerdi.
Ana-babasi bunu yalniz bir çocugun asiri faal hayal gücüne verdiler. Daha sonralari okul kitaplarinin üzerine basini koyup uyudugunda sayfalari bellegine aliveriyordu. Ne var ki bu yetenegi zamanla kayboldu ve çalisma hayatina atilmadan önce ancak yedi yil okuyabildi.
Yirmibirinde bir toptanci sirketin satis elemaniydi. O sira geçirdigi girtlak adalesi felci sagligini ve sesini kaybetme tehlikesini getirdi. Doktorlar bu durumun fiziksel sebebini bulamadilar hipnoz denendi ne var ki bu da sürekli bir iyilesme saglamadi. Son çare olarak Edgar bir arkadasindan ona çocukken okul kitaplarini ezberlemesini saglayan hipnotik uykuya sokmasini rica etti. Arkadasi kendisine gereken telkini yapti. Edgar transa girdi ve sasirtici bir sey oldu: Hastaligini ve sebeplerini anlatiyordu!.. Kendisi için meditasyon ve paslarla tedaviyi önerdi. Ve gerçekten de kisa sürede iyilesti sesi ve sagligi düzene girdi.
Olay çevresinde yankilar uyandirmisti. Bir grup doktor onun bu ayricalikli yeteneginden yararlanip ondan kendi hastalari için de teshis istediler.
Teshis ve tedavisi her zaman olumlu sonuçlar veriyordu. Sonradan Cayce için gerekli olanin yalnizca hastanin adi ve adresi oldugu farkedildi. Nerede olursa olsun hastayla sanki odasindaymiscasina kolayca baglanti kuruyordu. Hastayla ilgili baska bilgilere gerek duymuyordu.
(Bu yolla 43 yillik bir dönemde 8 binden fazla hastayi tedavi ettigi belirtilmektedir.) O günlerde genç bir doktor Boston Klinik Arastirma Kurumu’na onun teshis ve tedavi yöntemi üzerine bir rapor sundu. Ve 1910 Kasim’inda
The New York Times (Amerika’nin en ünlü gazetelerinden biri) iki sayfasini ona ayirdi. O günden sonra da ünü hizla yayildi bütün ülkeden dertli insanlar bu “mucize insan”in yardimini istediler.
Cayce’in bir diger paranormal yetengi ‘postkognisyon’ (kisinin geçmiste kendisinin bulunmadigi bir olayi algilamasi) medyumluguyla kendini göstermistir. Bu yetenegiyle gerek dünyanin Atlantise kadar uzanan gizemli geçmisini gerekse kisilerin geçmis yasamlarini açiga çikartmistir.
Bu yolla hastalarin psikolojik rahatsizliklarinin çogunun geçmis yasamlarindan kaynaklandiklarini saptamis ve tedavi edilmelerini saglamistir. Cayce gerçeklesen kehanetleriyle ayni zamanda bir ‘prekognisyon’ medyumu olarak da ün yapmistir. (Gerçeklesen kehanetlerinin bazilari büyük depremlere uzay yolculugu kazalarina ve AIDS hastaligina iliskin kehanetlerdir.)
Edgar Cayce 3 Ocak 1945’de Virginia’da öldügünde arkasinda altmis binden çok insan üzerine kirk üç yillik bir dönemi kapsayan on dört binden çok döküman birakti.
Bu dökümanlardan “okumalar” olarak söz edilir. “Okumalar” tek insandan çikmis en genis ve en etkileyici ruhsal algilama kayitlaridir. ilgili kayitlariyla bildirilenler ve raporlar binlerce ana konuya ayrilmis psikologlarin ögrencilerin yazarlarin ve arastirmacilarin inceleme ve arastirmalarina sunulmustur.
Bunun için 1932’de A.R.E (Arastirma ve Aydinlanma Birligi) adli bir vakif kuruldu. (Vakfin adresi: Association for Research and Enlightment Inc. P.O. Box 595 Virginia Beach Virginia 23451) Vakif açik bir arastirma toplulugu olarak bilgileri arastirma ve deneyleri endeksleme ve kataloglamasini hala sürdürmekte konferans seminer ve kurslar düzenlemektedir.
Uri Geller
20 Aralik 1946’da TelAviv’de dogdu. israilli psisik.
Kimilerince essiz bir medyum olarak nitelendirilir.
Özellikle psikokinezi yetenegi sayesinde
gerçeklestirdigi el degdirmeden metal bükme
gösterileriyle taninmistir.
‘Prekognisyon’ ve ‘psikokinezi’ yetenekleri üç yasindayken evlerinin bahçesinde yasadigi bir paranormal deneyim sonrasinda ortaya çikti. Çocuklugundan itibaren kendi ifadesiyle “bir eglenme araci” olarak talih oyunlarinda isabetli tahminlerde bulunma el degdirmeden saatleri ileri/geri alma ve metal nesneleri bükme gibi birçok paranormal tezahür ortaya koydu.
1967’de “Alti Gün Savasi” diye bilinen israil-Arap savasina parasütçü olarak katildi. (Bir baskinda agir yaralanmasina karsin çok kisa sürede mucizevi biçimde iyilestigi ileri sürülür.) Orduda bulundugu sirada askerler için düzenledigi “göste-riler”le ilgilenen bir tiyatro organizatörü savas sonrasinda kendisi için ülke çapinda bir turne düzenledi.
Bu turne sirasinda oldukça ün kazandi ve israil televizyonunda paranormal gösteriler yapmaya basladi. 1970’lerin sonunda ünü israil disina tasmisti. 1971 ‘de ABD’li psisik arastirmaci Dr. Andrija Puharich ile tanisti. Bu tanismanin ardindan Puharich’le ABD’ye gitti ve 1972’de Kaliforniya’daki Stanford Arastirma Enstitüsü’nde (SRI) eski astronot Edgar D. Mitchell parapsikolog Russell Targ ve Harold Puthoff’un denetiminde çok sayida deneye tabi tutuldu.
Deneyler sirasinda çesitli metal nesnelerin el degdirilmeden bükülmesinin yanisira kül tablasi kagit tutacagi fotograf makinesi vb. nesnelerin materyalize ve demateryalize olmasina tanik olunmustu. 1973’te Cambridge
Üniversitesi’nde olusturulan uluslararasi bir bilim kurulu Puharich’le birlikte yetenekleri üzerinde çalisti. Bu çalismalardan sonra Puharich kendinde saptanilan etkiye “Geller Etkisi” adini verdi ve kendisini dünyaya “ESP ve PK yeteneklerine sahip essiz bir medyum” olarak duyurdu. (Puharich 1974’te yayimladigi “Uri” adli kitabinda Geller’in siradan bir medyum olmadigmi dünyadisi bir uygarlikla iliskisi bulundugunu da ileri sürmüstür.)
23 Kasim 1973’te BBC televizyonunda çiktigi bir programda milyonlarca izleyicinin karsisinda metal nesneleri PK yetenegiyle büktü ve bozuk saatleri isler duruma getirdi. (Programdan sonra BBC’yi arayan yüzlerce izleyici program sirasinda kendi evlerindeki kimi metalik nesnelerin de egilip büküldügünü ve bozuk saatlerinin çalismaya basladigini bildirmistir.)
Yetenekleri 1974-75 yillarinda Londra’daki Birbeck Koleji Fizik Bölümü’nde Prof. John Hasted matematik profesörü John Taylor ve teorik fizik profesörü David Bohm tarafindan incelendi. Deneylerde özellikle agzi kapali plastik tüpler içindeki metal çubuklari bükmesiyle dikkat çekti. (Bu üç bilim adami hazirladiklari raporlarda Geller’in sasirtici biçimde normalüstü yeteneklere sahip oldugunu kabul ettiklerini açiklamislardir.)
1970’lerin sonlarinda halka açik gösterilere son verip yalnizca bilimsel incelemelere katilmaya baslamisti. Bir süre bazi madencilik firmalarina yeraltindaki dogal kaynaklarin yerlerinin belirlenmesi konusunda danismanlik yapti. 1980’lerin baslarinda Londra’ya yerlesti.
Yasam öyküsü “Mindbender” adiyla 1995’te ABD’li yönetmen Ken Russell tarafindan sinemaya uyarlanmistir.
Emanuel Swedenborg
29 ocak 1688 Stockholm’de dogdu
29 mart 1772 tarihinde Londra’da öldü.
isveçli bilim adami filozof mistik ve medyum.
1709’da Uppsala Üniversitesi’ni bitidikten sonra bes yil boyunca ingiltere Hollanda Fransa ve Almanya’da matematik ve doga bilimleri ögrenimi gördü. Bu ülkelerde yeni gelisen bilim dallarinin temsilcileriyle tanisti. ingiltere’de
Halley kuyruklu yildizini kesfeden gökbilimci Sir Edmund Halley ile birlikte çalisti. Gezegenlerin olusumunu açiklayan “nebula varsayimi”ni (nebular hypothesis) ortaya atti.
Yeni liman insa yöntemleri denizalti ve Uçak tasarimlari gelistirdi. Yerküre üzerindeki boylamlarin Ay’a bakilarak belirlenmesini saglayacak bir yöntem üzerinde çalisti. 1719’da soyluluk ünvani aldi ve Swedberg olan soyadini Swedenborg olarak degistirdi.
Ellili yaslara geldiginde bedensiz varliklarla ruhsal irtibata geçebilecegini ve kendisinin bu tür irtibatlarda bulundugunu ileri sürdü.
Tüm tezahürlerde ilahi bir kaynagin söz konusu oldugu görüsündeydi. 1759’daki büyük Stockholm yanginini Londra’da bulundugu sirada ‘durugörü’ medyumluguyla bildirdi. (Bu paranormal olaya ünlü filozof Imanuel Kant da taniklik etmistir !!! )
1749-71 yillari arasinda yazdigi 30 kadar Latince kitabinin çogunu imzasiz (kendi adini belirtmeden) yayimladi.
Dinsel yazilari ruhsal tebligler olarak kabul edilen Swedenborg’un “Cennet Harikalari ve ve Cehennem Üzerine” adli kitabinin ruhsal irtibatlarla aldigi vizyonlara dayandigi belirtilmektedir.
Swedenborg’un görüsleri Honoré de Balzac Charles Baudelaire Jorge Luis Borges R. W. Emerson William Blake ve William Butler Yeats basta olmak üzere birçok sair ve yazara esin kaynagi olmustur.
Robert Hindmarsh tarafindan 1788’de Yeni Kilise (New Church) adiyla kurulan ya da sistemli duruma getirilen doktrin Swedenborg’un ögretilerinin temsilcisidir; bu yüzden “Svedenborgçu Kilise” (Swedenborgian Church) olarak da adlandirilir.
Ingo Swann
14 Eylül 1933 Telluride Colorado’da dogdu.
isveç asilli ABD’li ressam “cografi durugörü”
medyumu yazar ve parapsikoloji arastirmacisi.
ABD’de ki psisik arastirmalara yeni bir boyut
kazandirdigi kabul edilir.
Salt Lake City Westminister College’da sanat ve biyoloji ögrenimi gördü. Askerligini Uzak Dogu’da yapti. Askerligi sirasinda Uzak Dogu (Japon Tayvan ve Kore) sanatiyla ilgilendi 1958’den itibaren profesyonel ressamlik yapmaya basladi.
Çocuklugundan beri psisik deneyimler geçirmis oldugundan 1960’larin sonlarinda Amerikan Psisik Arastirma Dernegi’nin (ASPR) ‘durugörü’ ‘telepati’ ve ‘ölüm-ötesi deneyimi’ arastirma programlarina süje olarak katildi.
ASPR’de ve daha sonra Stanford Arastirma Enstitüsü’nde (SRI) yapilan deneylerde ‘cografi durugörü’ yetenegiyle deneyin yapildigi yere çesitli uzakliklarda bulunan bölgelerin durum ve kosullari hakkinda bilgi vermekle kalmadi Jüpiter ve Satürn gibi gezegenlerin cografi özellikleri hakkinda da bilgi vermeyi basardi. (Swann’in gezegenler hakkinda verdigi bilgiler sonradan astronomik dogrulanmistir.)
Kimilerine göre Swann’in en ilginç paranormal yetenegi kendisine cografi enlem ve boylam verilen noktada ne oldugunu görebilmesiydi. (Swann bu yetenegiyle soguk savas döneminde Antarktika’da buzlar altinda bir Rus denizaltisinin gizli oldugunu bilebilmis ve Ruslar Amerikalilar’in bunu nasil kesfedebildikleri konusunda saskinliklarini gizleyememislerdir.)
Ressamlik yetenegi de oldugundan Swann zaman zaman cografi durugörü yoluyla edindigi izlenimleri resim halinde de ifade etmektedir. ABD’nin birçok kentinde sergiledigi eserlerinden bazilari bu tür “paranormal eser”lerdir.
Jeane Dixon
3 Ocak 1918 dogumlu Jeane Dixon Los Angeles’de dogdu ve büyüdü. Babasi ile annesi olan Frank ve Emma Pinckert çocuklarini Avrupa geleneklerine göre yetistiren
Alman göçmenlerdi. Jeane’nin olaganüstü psisik yetenekleri hemen konusmaya baslar baslamaz ortaya çikti. Birgün annesine siyah kenarli mektupla oynayip oynayamayacagini sormustu. Þasiran annesi kendisine öyle bir mektup görmedigini söyledi.
Fakat on gün sonra Emma Pinckert’e Almanya’daki babasinin öldügünü bildiren siyah kenarli bir mektup geldi.
Bir baska olayda Jeane o siralarda evden birkaç yüz kilometre uzakliktaki Chicago’da bulunan babasinin eve gelirken siyahli beyazli bir köpek getirecegini söyledi. Gerçekten de babasi eve siyah beyaz tüyleri olan Colley cinsi bir köpekle döndü.
Jeane sekiz yasina gelince annesi onu Luther Burbank’in evinin bitisiginde yerlesmis olan Bohemyali bir kadinin kampina götürmüstü. Küçük kizin sol elinin çizgilerini inceleyen falci kadin; çocugun inanilmayacak yeteneklerle dünyaya geldigini söyleyerek ona bir kristal küre hediye etti.
O günü takip eden günlerde Jeane bu küreyi bir oyuncak gibi hiç yanindan ayirmadi. Zaman zaman onunla konusuyor zaman zaman içinde bir seyler görmeye çalisiyordu.
Bu arada çevrede Jeane’yi görmek isteyen insanlarin sayisi artiyordu. Jeane 9 yasindayken bir kadin kendisinden ögüt almak istedigini söyleyerek evlerine geldi. Kadin meslegi olan sinema oyunculugundan vazgeçip bir butik açmak istedigini sinemada basarili olamadigi için Jeane’ye bu konuda ne yapmasi gerektigini sormaya geldigini ifade etti. Jeane kristal küresine bakti ve kadini deste deste paralarla birlikte gördü. Genç kadina:
“Butik projesinden vazgeçin sinemaya devam edin ” dedi. Kisa bir süre sonra Marie Dressler adi sinemalarin duvarlarinda parladi ve zengin oldu.
Metapsisik ve parapsikolojik alanda arastirma yapan arastirmaci ve bilim adamlarinin çogu Jeane Dixon ile çesitli deneyler yapmislardir.
Alinan sonuçlar her zaman sasirtici ve açiklanamaz nitelikte olmustur. Jeane çok degisik sekillerde kehanetlerde bulunmaktadir. Bazen kristal küresine konsantre olarak bazen karsisindaki kisinin elini tutarak bazen de durduk yere gözünün önünde açilan bir ekrandan film seyreder gibi gelecekteki olaylari görmektedir.
1962 yilinda Reagan’a birgün baskan olacagini söylemistir. Dixon 26 Ocak 1997’de 79 yasinda iken kalp yetmezligi sonucu ölmüstür.
Andrew Jackson Davis
1826-1910 yillari arasinda yasamis ABD’li durugörü
ve duruisiti medyumu ruhsal sifaci; kimilerine göre
ABD’deki spiritualizmin teorik temelini olusturan kisi.
“Poughkeepsie kahini” adiyla da taninan Davis’in ögretisinin temelini 1845-1847 yillari arasinda trans halinde yaptigi 157 konusma olusturur ki ‘teblig’ olarak nitelendirilen bu konusmalar “Doga’nin Prensipleri” (“Principles of Nature”) adiyla 1847’de yayimlanmistir. 800 sayfalik bu kitaptaki ögreti kimilerince E. Swedenborg’un kozmoloji anlayisi ile sonralari Karl Marx’i (1818-1883) etkileyecek olan
Charles Fourier’in (1772-1837) komünal yasam ve üretim tezlerinin bir sentezi olarak yorumlanir. Kitapta yer alan “Bir taraf maddi bedende diger taraf yüksek planlarin birinde oldugu halde ruhlarin birbirleriyle temasa geçmesi mümkündür.” ifadesiyle Davis’in 1848’de Fox Kardesler ile baslayacak olan spiritualizmin dogusuna iliskin kehanette bulundugu ileri sürülür. 1840’li ve 1850’li yillarda Davis ve arkadaslari tarafindan yayimlanan “The Univercoelum” adi gazetede yer alan yazilar spritualizmin ABD’de yayilmasinda önemli bir islev görmüstür.
“Yüce Harmoni: Dogal Spiritüel ve Göksel Evrenin Felsefi Bir Vahyi” adli 2135 sayfalik ve 5 ciltlik yapiti ise ABD’de spiritualizmin basyapitlarindan biri olarak kabul edilir.
Davis yapitinda “Summerland” (Yazülkesi) adini verdigi ruhsal alemin Hristiyanligin cenneti ya da cehennemiyle bir iliskisi bulunmadigini öne sürer ve buradaki varliklarin da yasamlarini “ruhsal beden”leriyle sürdürerek gelisim ve mükemmellik pesinde kostuklarini belirtir.
Öte yandan kimileri Davis’i kitabindaki “beseri cinsler arasinda mutlak bir esitlik vardir ” temasini isleyen anlatimlarindan ötürü ilk kadin haklari savunucularindan biri olarak kabul ederler.
Davis spritualizm hareketinin yönlendirici öncülerinden biri olmasina karsin dinsel dogmalara karsi çiktigi için spritualizmi dinsel bir çerçeve içinde benimseyenlerce yeterli ilgiyi görmemistir.
Bir önceki yazımız olan Bir Medyum başlıklı makalemizde medyum, medyum nedir ve medyumlar hakkında bilgiler verilmektedir.